Dünya genelinde çok sayıda insanı etkileyen kalıcı bir cilt rahatsızlığı olan egzama kimi zaman genetik olarak aktarılabilmektedir. Buna karşın anne adayının hamilelik döneminde anne adayının probiyotik tüketmesi, bebeğin egzama geliştirme riskini azaltır. Egzama hastalığında ciltte aşırı kaşıntı, kabuklanma, kızarıklık ve çatlama gibi belirtiler meydana gelir.
Hemen her yaşta meydana gelebilen egzama hastalığı, genel olarak bebeklerde ve küçük çocuklarda karşımıza çıkar. Bazı vakalarda yetişkinlik çağında da varlığını sürdürebilir ve dönem dönem alevlenmelerle kendisini gösterir.
Cilt kuruluğu, sert kimyasal sabunlar ve deterjanlar kullanmak, soğuk ve kuru havalar, mevsimsel alerjiler gibi çok sayıda etken egzama şikayetlerinin tetiklenmesine veya kötüleşmesine neden olabilir. Yenidoğan bebekler ilk üç ay sadece anne sütü ile beslenirken egzama gelişmesi ihtimali daha düşüktür.
Bununla birlikte aşırı kilolu veya obeziteli çocuklarda egzama görülme riski, normal vücut ağırlığına sahip çocuklara kıyasla daha yüksektir. Bu nedenle çocukların normal, ideal vücut ağırlığında olması egzama tehlikesini azaltan önemli bir unsurdur. Peki egzamalı bireyler nasıl beslenmeli? Adana’da hastalarına hizmet veren Uzman Dermatolog Hekim Dr. Fatma Menteş, egzama hastaları için beslenme tavsiyelerinde bulundu.
Egzama belirtilerinin hafifletilmesinde uskumru, ringa, hamsi, somon ve benzeri yağlı balıklar etkili olabilmektedir. Zira balık yağı omega – 3 yağ asitleri bakımından son derece zengindir. Omega-3 anti-enflamatuar özelliklere sahiptir. Bu yüzden egzama hastaları diyetisyen ve doktor tavsiyeleri ile beslenme rutinlerini bu balıkları ekleyebilir veya Omega-3 takviyesi alabilirler. 2-8 yaş aralığındaki çocukların bir hafta içerisinde 85 ila 170 gram kadar balık tüketmesi, daha büyük çocuklarda ise vücudun kalori ihtiyacına göre haftada yaklaşık 250 gram kadar balık tüketmesi faydalı olabilmektedir.
Quercetin, yapısı itibari ile bitkisel bazlı bir flavonoiddir. Quercetin özellikleri itibariyle antihistaminik ve antioksidan kaynağındır. Vücuttaki histamin düzeyini azaltır ve egzama şikayetlerinin alevlendiği dönemlerde belirtilerin hafifletilmesini sağlar. Quercetin açısından zengin sayılabilecek gıdalara örnek vermemiz gerekirse:
Kefir ve yoğurt gibi probiyotik bakımından zengin gıdalar, vücudun bağışıklık sistemini destekler. İçeriğinde bağışıklığı güçlendirecek çok sayıda mikroorganizma barındırır. Bu gıdalar egzama şikayetlerinin alevlenmesini azaltır. Probiyotikli gıdalar arasında;
Eğer süt ve süt ürünleri tüketmenizi engelleyen durumlar söz konusu ise doktor ve diyetisyen gözetiminde probiyotik takviyeleri alabilirsiniz.
Dishidrotik beslenme yöntemleri dishidrotik egzama vakalarında kullanılır. Dishidrotik egzama rahatsızlığı el ve ayak derisi üzerinde küçük kabarcıkların meydana gelmesine neden olur. Diğer egzama türleri gibi dishidrotik egzamanın nedeni de kesin olarak bilinmemektedir.
Özellikle kobalt ve nikel dishidrotik egzama belirtilerinin daha şiddetli hale gelmesine neden olabilir. Dishidrotik beslenme ile bu belirtiler azaltılabilir. İçeriğinde kobalt ve nikel bulunan gıdalardan da sakınmak gerekir.
Nikel ve kobaltın yoğun şekilde bulunduğu yiyecekler arasında:
Cilt enfeksiyonlarının görülme sıklığı incelendiğinde yeterince D vitaminine sahip olmayan çocuklarda cilt enfeksiyonlarının daha yaygın görüldüğünü söylemek mümkün. Bu yüzden düzenli olarak çocuğun D vitamini düzeyi takip edilmelidir. Doktor tavsiyesi ile özellikle egzamanın alevlendiği dönemlerde D vitamini takviyeleri alınabilir.
Öncelikle belirtmemiz gerekirse tüketilen gıdalar doğrudan egzamaya yol açmaz. Fakat bazı gıdaların egzama semptomlarının şiddetini arttırması veya bu semptomları tetiklemesi mümkün olabilmektedir. Egzama şikayetlerinin artmasını tetikleyen etkenlerden biri içeriğinde yapay ve koruyucu bileşenler barındıran gıdalardır. Bu gıdalar arasında fast food yiyecekler, trans yağ oranı yüksek gıdalar, işlenmiş yiyecekler ve margarinler sayılabilir.
Şeker düzeyi yüksek gıdaların da egzama şikayetlerinin alevlenmesine yol açabileceği unutulmamalıdır. Şeker, kişinin insülin düzeyinin yükselmesine yol açar ve bu da ciltte iltihaplanmalara sebebiyet verebilir. Egzama şikayetlerini tetikleyebilecek yüksek şekerli gıdalara örnek vermemiz gerekirse;
Yapay, işlem görmüş, paketli gıdalarda karşımıza çıkan propilen glikol bir çeşit alerjendir. Cilt ve saç bakım ürünleri de dahil olmak üzere çok sayıda gıda ürününde de karşımıza çıkan propilen glikol, salata soslarında, besin boyalarında, barbekü sosta ve ekşi kremada karşımıza çıkabilir. Bu yüzden tükettiğimiz gıdaların ambalajlarının dikkatlice okunmasında yarar vardır.